Son günlerde her konuda olduğu gibi bir konuda daha iki farklı düşünce hasıl oldu. Başıboş sokak köpeklerini ne yapalım?
Artık önü alınamaz bir çoğunluğa sahipler. Saldırgan gruplar halinde dolaşanlarda var. Devlet uzunca bir süre kısırlaştırma politikası izlemiş olsa da önü alınamadı.
Şimdi çok zor seçenekler arasında herkes sıkışıp kalmış durumda. İtlaf etmek, kısırlaştırmak, barınaklara hapsetmek gibi şıklar var. E bende size sorayım hangisini seçelim?
Benim fikrim barınakların alanını genişletip orada rahat edebilecekleri bir ortam sağlamak. Ama 1-2 dönümlük yerlerle bu mümkün değil tabi ki. Eğer ne hakla hayvanları hapsetmeyi teklif ediyorsun diyen varsa haklıdır tabi ki ama ailesinden birisine henüz saldıran köpekte olmamıştır.
Peki sizce bu köpekler neden bu kadar saldırganlaştı?
İlginç bir tezim var bu konuyla ilgili. Örneklendirme ile anlatmaya çalışayım.
Birisi size bir şeyi yardım ediyor. Sonra yanınıza arkadaşınızı alıp gidiyorsunuz ona da yardım ediyor. sonra 3-4 derken her defasında sayınız artarak gidiyorsunuz ve elinden geleni yapmaya çalışıyor. E sonsuzluk diye bir şey yok sonuçta yardım imkanı git gide daralıyor. Ama ilk yardım ettiği kişi de sizsiniz! İşin sonunda sizin payınız azaldıkça azalıyor. Ne yaparsınız?
Ben söyleyeyim, isyan edersiniz!
Benim hakkım nerede demeye başlarsınız. Ve saldırmaya başlarsınız çünkü hak gördüğünüz bir şeyi artık size vermiyor.
Köpeklere, kedilere ve dışarıda ki diğer canlılara daimi olarak verdiğiniz o mamaların sonucu yukarıda ki hikayede gizli. Onlarda bu dünyanın bir parçası ama onların doğallığını hazıra alıştırmakla bozarsanız sonucunda kontrolsüz bir çoğalma ve isteklere yetişememe olur. Ama onları kendi hallerine bırakmış olsaydık doğum-ölüm oranları kendi içlerinde dengelenecekti.
Ezcümle bu işin sorumlusu biziz. İyiliğin dozunu artırınca kötülük yaptık. Besleme yapıyoruz diye pr yapmaktan hayvanların doğal koşullarını hazıra alıştırdık.
İstediğiniz eleştiriyi yapabilirsiniz bana ama bu adam haklımı acaba diye bir düşünün yine de. Çünkü yukarıda verdiğin örnek ne için verilirse verilsin kendisini doğrular.
Geçen yolda bir köpek gördüm göz göze geldik. Dedim seni mi öld*recekler! Olamaz öyle şey. Ama bir çözüm bulmakta lazım. Avrupa’nın barbarlığını bu ülkede kimse uygulamaz müşteri olun. Kimse hayvanları asıp kesmez. Ondan bu kadar uzadı bu mesele zaten. Ama bir çözümde bulunur eminim.
•
•
YASAL UYARI!
Anayasa Madde 26 – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.
•
Aldığınız hiçbir nefesten pişman olmamanız dileğiyle selamlar…
Mehmet Kasapkara ?