Üç aydır süren altyapı çalışmaları yetmedi; 20 Temmuz sonrası bu kez de su rezervinin azalmasından dolayı kesintiler başladı.
Bu süreci bilmeyen, duymayan, görmeyen yok. Çözüm için sahada ter dökenler var; bir de her zamanki gibi klavyenin arkasında langır lungur konuşanlar. Onlar yazmaya, bağırmaya devam etsin. Biz olayı net anlatalım.
Özellikle Dulkadiroğlu bölgesi için bu süreç tam anlamıyla bir kriz. İnsanlar bidonlarla su sırasına giriyor. Bu manzara bu şehirdeki tüm yöneticileri yalnızca üzmemeli, utandırmalı!
Ama bu işin ihalesini tek bir belediye başkanının ya da bir müdürün üzerine yıkmak da vicdanen doğru değil.
Çünkü bu sorun dün başlamadı. 30 yıldan fazladır var olan bir enkaz bugün patladı!
Geçtiğimiz gün oğlumla gezerken önümüze kazılmış bir yol çıktı. 9 yaşındaki oğlum bana döndü:
“Baba burası Dulkadiroğlu mu?”
“Evet, neden sordun?” dedim.
“Yollar bozuk ya, o yüzden.”
9 yaşında bir çocuğun bile zihnine “Dulkadiroğlu demek bozuk yol, eksik hizmet” algısı yerleşmişse, artık konuşmamız gereken şey sadece altyapı değil, bu şehrin adaletidir.
Bu şehirde iki ilçe arasında uçurum gibi bir fark var. Bu fark siyasi değil, tamamen yerleşim tarihinin yarattığı bir eşitsizlik.
Bir tarafta 20-30 yıllık Onikişubat, altyapısı onarılan;
diğer tarafta 100 yıllık Dulkadiroğlu, altyapısı komple değişmesi gereken bir enkaz.
Bu şehri yönetenler, suyun olmadığı bir şehirde suskun kalamaz! İnsanlar bidonlarla su taşıyorsa, bu şehrin tüm yöneticileri aynaya bakmalı.
Ve bir not:
Bu süreçte meslek grubuma yönelik bazen haklı ama çoğu zaman mesnetsiz eleştirileri üzülerek takip ediyorum.
Gazeteciliği diğer mesleklerden ayıran en büyük özellik cesaret ve fikirdir.
Fikri ve cesareti olmayan kişilerin, gazeteciliği sadece bir etiket gibi kullandığını düşünüyorum.
O yüzden tüm gazetecilere değil, sadece o etiketi taşıyanlara sitem edin!
💥 “Susuz kalan şehirde, vicdanı susan herkes suç ortağıdır!”
———————————————————
•
•
YASAL UYARI!
Anayasa Madde 26 – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.
•
Aldığınız hiçbir nefesten pişman olmamanız dileğiyle selamlar…
Mehmet Kasapkara