enflasyonemeklilikötvdöviztümkiadmuhammet eliaçık
DOLAR
32,3325
EURO
35,1176
ALTIN
2.310,95
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Kahramanmaraş’lı çiftçilerin domuzla imtihanı

Ülkemizde, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı 2 milyon 176 bin çiftçi, 38,6 milyon hektar alanda tarım yapıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, ülkede ÇKS’ye dahil olan üretici sayısı 2 milyon 176 bin olarak belirlendi. Tüm bu verilerden de anlaşıldığı gibi ülkemiz bir tarım ülkesidir.

Ülkemiz gibi Kahramanmaraş ilimizde de çiftçilikle uğraşanların sayısı azımsanmayacak kadar fazladır. Hatta özellikle kırsal kesimlerin en büyük geçim kaynağıdır. Son yıllarda tarım sektöründe mısır, pancar vb. ürünlerde ekim ayları olarak, buğday, arpa vb. ürünlerde ise hasat ayları olarak bilinen mart, nisan ve mayıs aylarında çiftçilerimizin en büyük problemi domuz olmuştur. Ülkemizde ve ilimizde her gün bu hayvanların tarlalara ve ürünlere zarar verdiği haberlerini almaktayız.

Bu hayvanların tarlalara verdikleri zararlar bazı bölgelerde öyle boyutlara ulaşıyor ki, neredeyse o tarladaki ürünün %50 si hasat edilemeyecek duruma gelebiliyor. Önlemesi epey zor görünüyor. Birçok üreticimiz tarlalarına elbiselerden korkuluklar yapıyor, bir kısmı ise tarlasının etrafına insan saçları döküyor. Bir inanca göre bu saçların kokusunu alan o hayvanların o bölgeye yaklaşmadığına inanılıyor. Bir kısım çiftçimiz ise tek geçim kaynağı olan o mahsulü kurtarmak için, gece gündüz, soğuk sıcak demeden ellerinde tüfekler gece gündüz tarlasının başında ürününe zarar gelmesin diye nöbet bekliyor. Ancak bütün bunlara rağmen tarlaya girmeyi başaran domuzlar tarlayı talan edip geçiyor.

Peki bu duruma nasıl geldik? Eskiden de domuzlar vardı. Ancak bu kadar zarar görülmüyordu. Bunu önlemek için neler yapmak gerek?

Domuz nüfusunun artışının elbette sebepleri var. İlk olarak şunu söylemek istiyorum. Öncelikle kendi yaşam alanlarında domuzla beslenen, yaşamını sürdüren yırtıcı hayvanların sayısı çok azaldı veya kalmadı. Koyuna keçiye zarar veriyor diye kurt, çakal, pars ne varsa hepsini temizleyen milletimiz, şimdi domuzla mücadelede güçlük çekiyor. İkinci sebep olarak ise bu hayvanların çok hızlı üremelerini gösterebilir. Öyle ki bu hayvanlar bir kerede 12 yavruya kadar doğurabiliyor.

Kahramanmaraş’ta da bu aylarda özellikle Kapıçam bölgesinden başlayıp, Narlı Mahallesine kadar uzanan ormanlık alana komşu olan köylerin tamamında her gün domuzların tarlalara girdiği ve ürünlere zararlar verdiği haberleri gelmektedir. Bölgede yaşayan bir çok vatandaşımız ve çiftçimizle yaptığımız görüşmede, yukarıda bahsettiğimiz önlemlerin çoğunu uyguladıklarını ancak buna rağmen bir türlü bu hayvanların tarlalarına girmelerini engelleyemediklerini ve hayvanların ürünlere çok ciddi zararlar verdiklerini söylemekteler. Tek geçim kaynağı tarladaki ürünü olan bu insanlarımızın, yetkililerden bir de istekleri var. Bir an önce bu soruna bir çözüm bulmaları ve bölge halklarına destek olmaları. Bizde bu vatandaşlarımız sesi olmaya devam ederek, yetkililerden bu konuda çiftçilerimize yardımda bulunmalarını, onların yanında olmalarını bekliyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları