İnsanlık tarihi bir çok olaylara şahitlik etmiştir…
Ama yaşadığımız bu süreç emsali az olan bir salgınla karşı karşıya ve bütün dünya mücadele içerisinde. Herkes bir an önce salgının bitmesini ve hayatın normale dönmesini dört gözle bekliyor.
Bu süreçte zamanımızın tamamını neredeyse evlerimizde geçirmekte ve imkanlar dahlinde işlerimizi evlerimize kurmuş olduğumuz mini ofislerde yürütmeye çalışmaktayız.
Zamanın bol olduğu bu günlerde neler yapacağımıza dair bir göz atmakta yarar var diye düşünüyorum.
Öncelikle hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı aşikar, mesela hijyen konusunda hemen hemen herkesin çok dikkat ettiği ve bundan sonra da çok dikkat edeceği kesin. Yine sağlık, özgürlük, gezme, sevdiklerimizle uzun uzun zaman geçirmek gibi diğer bütün aktivitelerimiz eskisi gibi olmayacak. Daha anlamlı ve kıymetli olacaktır.
Gelelim asıl meseleye, evlerimizde bulunduğumuz bu günlerde yan gelip yatmak olmamalı, yahu bu süreç geçsin de bakarız kesinlikle denilmemeli…
Bu boşluğu değerlendirip avantaja çevirmek akıllı insanların ilk yapacağı şeydir. İlk başta zamanımızı çalan ve çoğunluğu boşa harcanan sosyal medya gezintilerini bir kenara bırakıp ,elimize kağıt ve kalem alarak, dünümüzün, bugünümüzün ve yarınımızın hem bir röntgeni çekmeye hem de çözüm önerileri bulmaya çalışalım. Dünde yaptığımız hatalarla net bir şekilde yüzleşelim, yarının adımlarını bugünün bu vakit bolluğunda belirleyelim. Bu bir tatil değil, bu zaman öldürme hiç değil, sakin kafayla mantık çerçevesinde yeni hedefler belirleme ve kararlar alma vakti olmalıdır. Yoksa süreç geçtiğinde kendimizi analiz etmeden dünün hatasıyla yarınlara koşmamalıyız. Tabi bunları da yaparken mevcudumuzu da korumayı ihmal etmemeli ve bu normale dönüşün en az hasarla, en kısa sürede gerçekleşebilmesi için de çaba sarf etmeliyiz.
Özetle kendimizi günün şartlarına teslim etmemeli, ne olursa olsun dünden daha hızlı koşmaya devam etmeliyiz.